Ülkemizde de çok yaygın
olarak kullanılan ve tarihî gerçek olduğu sanılan gemileri yakma hikayesi vardır.
Buna göre Tarık, İspanya kıyılarına çıktığında, askerlerinin savaştan
kaçmalarını önlemek ya da geriye dönüş umutlarını kırarak onları savaşa motive
etmek maksadıyla kıyıdaki gemilerini yakmıştır. Öncelikle ifade edelim ki, bu
tamamen tarihî bilgilenme hatasından kaynaklanan bir yanlışlıktır. Yani,
gerçekte Tarık gemileri yakmamıştır. Çünkü, ilk olarak, Fas kıyılarından
İspanya’ya geçmek için kullandıkları gemiler kendine ait değildi. Gemiler,
Müslümanların İspanya’yı fethetmeleri için teşvik ve yardım eden mağdur Vizigot
kralı Witiza’nın Sebte valisi Julian’a aitti. Dolayısıyla Tarık’ın tasarrufunda
değildi. İkinci olarak, Endülüs’ün fethiyle ilgili bilgileri aldığımız İslam
tarihi kaynaklarının hiçbirinde böyle bir bilgiye rastlamak mümkün değildir. Sadece
bir yerde, İdrisî’nin Nüzhetü’l-müştak adlı coğrafya-tarih kitabında bu hikaye
geçmektedir. Halbuki, İdrisî kitabını Endülüs’ün fethinden yaklaşık 3 asır
sonra kaleme almış ve kendisini bu haberi konusunda hiçbir İslamî rivayet
desteklememektedir. Bazı Hristiyan ve Müslüman tarih kaynakları ve
araştırmaları da İdrisî’den alarak bu haberi yaygın hale getirmişler, doğru
olup olmadığını araştırmamışlardır. Özellikle etkili konuşma yapma ya da yazma
düşüncesiyle insanların karşısına çıkan hatip ya da yazarlar da, insanlara
cazip gelen bu hikayeyi, “bir işte kesin kararlı olmak ve asla geriye dönmeyi
düşünmemek” anlamında sıkça kullanagelmişlerdir. Sonuçta, bu asılsız hikaye sebepiyle
“gemileri yakmak” diye güzel bir deyim oluşmuştur. Ancak bunun gerçekle alakasının
olmadığını da bilmemiz gerekmektedir.
Ayrıca Endülüs Tarihi
hakkında derin araştırmalar yapan Abdurrahman Ali Hacci bu hususu şöyle
belirtir:
“Gemiler ister Müslümanların olsun ister Julianus’un, Tarık onları niye yaksın ki? Tarık ve askerleri inançları uğruna savaşıyorlardı ve Akdeniz’i geçtikleri andan itibaren şehit düşmeye hazır mücahitler olarak ilerliyorlardı. Tarık işte böyle yüce ideallerin adamıydı ve gemileri yakmak onun gibi bir askeri dehanın sergileyeceği davranışlar değildi.”
TARİHCİ YAZAR
VURAL TÜRKMENOĞLU